Nasıl Zayıfladım??

Bir süredir bloglarda bir zayıflama-diyet mevzusu konuşuluyor. Ben de bundan 4 sene evvel kilosu pik yapmış ve ancak yardım alarak zayıflamış bir insan olarak bu konudaki tecrübelerimi paylaşayım istedim.  Bir kere bu kilo alma olayı bir kısır döngüye dönüşüyor, hele de insülin direnci, tiroid problemi gibi sorunlar varsa (ki ben de ikisi birden varmış..) asla kilo vermek mümkün olmuyor. Hamilelik döneminde bile 49 kilo ile başlayıp 65 kiloyu görmüş ama doğumdan 2-3 ay sonra 48 kiloya düşmüş bir insan olarak, az yiyip kilo almaya başladığım zaman bir problem olduğunu anlamam gerekirdi ama olmadı. O arada spor yapmayı da bıraktığım için buna bağladım kilo almamı ve nihayet tartıda 63 kiloyu görünce amann dedim artık bir dur demek lazım buna. İşte o dönemde arayışa girdim ve öncelikle keşfettiğim LipoLiz yöntemi başka bir ismi ile sıcak lazer oldu. (Bu yöntemle ilgili bilgiyi buradan alabilirsiniz. İsterseniz daha detaylı bilgi de nette mevcut) Öncelikle sıkıntıya girmek istemeyen her insan evladı gibi yattığım yerde kilo vereyim modundaydım, ama LipoLiz yöntemini ve nerede uygulama yapıldığını araştırırken Ayça'cığımın muayenehanesini keşfettim. Tabi o zaman bu kadar ünlü değildi, ve bana gerçekten de çok yardımı oldu. Öncelikle bütün kan testlerim yapıldı ve ona göre bir yeme sistemi başladı. Bana hergün kendimi sıkıntıya sokmadan neyi ne kadar yiyebileceğimi öğretti. Bunun yanı sıra LipoLiz ve beraberinde yapılması gereken power plate ve yeme sistemimde değişiklik ile 1 yıl içinde 13 kilo verdim. Hala da bu kiloyu koruyorum ama sıkı rejim yapıyormusun derseniz hayır yapmıyorum artık, hatta çukulatamı tatlımı da yiyorum. Çünkü yemedikçe vücut artık isyan ediyor ve bir tatlı veya çukulatayı ağzınıza ilk attığınızda artık duramadan yiyorsunuz. O nedenle az az arada yemek en iyisi bence. 

Tabi bu arada illaki sıfır beden olacağım diye de deli gibi uğraşmak da hem sakıncalı hem de gereksiz. İnsan vücudu gerçekten sağlıklı olacağı kiloyu, bünyesinde eksik olan vitamini biliyor ve ona göre sinyal yolluyor. Zaman zaman canımızın deli gibi istediği meyveler, fıstıklar, etler hep bünyemizin bize mesajlar, proteinim eksik, C vitaminim eksik demesi. O nedenle canınız bişeyi çok istediğinde fazla abartmadan yiyin. Vücut istediğini alınca geçiyor bu. Bir de dikkat edilecek konu porsiyonlar. Ayça hanım'ın bana ilk öğrettiği porsiyon miktarları olmuştur. Örneğin karpuz yerken bir porsiyon sadece bir parça karpuzdur koca bir dilim değil. Bu konuda çok miktarda bilgi mevcut, sırf porsiyon küçülterek kilo verenler bile var. Bu arada bütün diyetlerin kesinlikle kişiye özel olması gerektiği de artık çok bilinen bir şey.

Bu arada acil durumlar için Ayça Hanım'ın bana anlattığı bir de minik hile var. Biliyorsunuz Calsiyum daima metabolizmayı hızlandırır, o nedenle haftanın bir günü, özel durumlarda ise haftada 2 veya 3 gün uygulanabilecek bir diyet önermişti bana, hala zaman zaman uygularım ve hemen arkasında en az 1-1.5 kilo kaybım olmuştur. Ben buna kısaca süt diyeti diyorum. 

Kısaca sabah öğle ve akşam yemeklerine mutlaka süt, yoğurt ve ayran ekliyorum, ayrıca protein ve tahılı da aynı öğünde almıyorum, bu beslenmeyi uyguladığım günlerde gerçekten calsiyum yüklemesi yaptığım için hemen ertesinde kilo kaybetmeye başlıyorum.

Kilo kaybının ayrıca yavaş ve sindirerek olması gerekiyor. Bir anda aç kalınarak verilen kilolar bir süre sonra fazlasıyla geri geliyor biliyorsunuz. 

Kısaca kilo kaybetmek için porsiyonları düşürmek, hayatınıza bol hareket katmak ve dengeli bir beslenme uygulamak şart. Bunların dışında da uzman bir doktor-diyetisyenden de yardım almak en iyisi. Benim burada anlattıklarım sadece kendi tecrübelerimdir.

Sevgiler..