8 Şubat 2012

GAP Turumuz

Bu blogda yanlızca makyaj ve kozmetik değil çeşitli şeylerden bahsetmek istediğimi söylemiştim. Şimdi size daha önce gezip gördüğüm yerlerden örnekler vereyim diyorum sırasıyla.yeniden eskiye doğru gideceğim.. En son 2009 yılında büyük bir grup olarak GAP turuna katılmıştık. Turumuz Gaziantepden başladı sırasıyla Halfeti, Adıyaman, Nemrut, Şanlıurfa, Mardin, Midyat, Hasankeyf ve Diyarbakır'da son buldu. Kalabalık bir grup olarak gitmemizden ötürü çok yorucu olmakla birlikte (çünkü 4 günde gezdik bu kadar yeri) çok eğlendik diyebilirim.
Öncelikle Gaziantep'de yediğimiz yemekleri size anlata anlata bitiremiyeceğim. Kebabın ana vatanı diyebilirim rahatça orası için. Bunun dışında şehir olarak da çok güzel bir yer Antep.Özellikle yeni açılan mozaik müzesi herkesin görmesi gereken bir yer.



Müzeden sonra görülmesi gereken en önemli ve en güzel yerlerden biri de Halfeti. Oraya hayran kaldığımı söyleyebilirim.

Halfeti'ye giderken yol üstünde gördüğümüz nesli tükenmekte olan Kelaynak kuşlarının konaklama ve barınma yerleri de ayrı bir doğa harikası.


Gezimizde 2. durağımız Adıyaman ve Nemrut  Dağı oldu. Nemrut'un Adıyaman tarafından çıkışının çok zorlu ve çok dik olduğunu ayrıca da uzun zaman aldığını söylemem lazım. Ama yukarıya çıkınca manzara buna değiyor. Biz gün doğumunda çıktık. Mayıs ayı olması sebebiyle de çıkarken hava oldukça soğuktu sonradan ısındı tabi.



Nemrut'dan sonra doğruca Şamlıurfa ve Balıklıgöl gezisi geliyor. Urfa'nın da kebaplarını çok överler bilirsiniz ama bence Antep'le boy ölçüşemez. Bilemiyorum benim ağız tadım belki de. Balıklıgöl çok ilginç gelmedi bana. Belki de çok kalabalık olduğundandır. Urfa'daki öğle yemeğinden sonra yukarıda saymayı unuttuğum Harran'a gittik doğruca. Dünyadaki en eski üniversitenin bulunduğu yer olması ve ayrıca da eski yerleşim şekillerinin hala korunması açısından değişik bir yer Harran.



Daha sonra sırada Mardin gezisi ve Midyat var. Mardin'de biraz hayal kırıklığı yaşadığımı söylemeliyim. Belki de hayalimde çok değişik ve özel bir yer canlandırmıştım. Evet binalar eski ve tarihi doku çok güzel ama yine de o kadar beğenmedim Mardin'i. Daha sonra akşam kalmak üzere gittiğimiz Midyat daha güzel ve temizdi bence.







Ertesi gün artık son günümüzdü. Geziye 19 Mayıs perşembe sabahı başladık ve pazar günü bitirdik. Otelden çıktıktan sonra önce yakında barajın tam kapasite devreye girmesiyle sular altında kalacak olan harika yerleşke Hasankeyf'e gittik. Burası bütün gezi boyunca en beğendiğim beni en çok etkileyen yer olmuştur. Alan sular altında kalmadan bir daha gidip görmek istediğim yerlerden burası.



Gezimizin en son durağı Diyarbakır oldu. Burasını da hiç beklediğim gibi bulmadığımı söylemeliyim. Diyarbakır oldukça güzel ve bakımlı bir şehir. Ancak biraz güvenlik sıkıntısı var malesefki. Bu durum oldukça üzücü. Diyarbakır'dan uçağa bineceğimiz için şehri çok güzel gezemedik sadece panoramik bir tur yaptık ve meşhur hanlarından birinde kısa bir çay molası verdik.





Herkesin bu geziyi belki de daha rahat bir zamanda, şöyle 4 gün değil de mesela 6-7 gün içinde yapmasını gerşekten tavsiye ediyorum.
Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder