Anne
demek, kurulan her sofrayı şenlik havasına büründürürken, mutfakta bulaşık
yıkadığı için o sofraya oturamamaktır. Çocuğuna bembeyaz giydirdiği elbiseyi
yarım saat sonra lekeli gördüğünde kıyamadığı için kızamamaktır. Sohbetin en
güzel yerinde, yağmur yağdığı için çamaşırlara koşmaktır. Anne demek, çocuğu
mikrop kapmasın diye yerleri defalarca silmek, içine sinmediği için aynı yeri
durmadan tekrar tekrar temizlemektir. Bulaşıktan, çamaşırdan, evi toplamaktan
vakit bulamadığı için kuaförün yolunu unutmaktır. Çocukları hasta olmasın diye
elinden geleni yapmak, mutfağı, banyoyu temizlerken çamaşır suyunu su gibi
kullanmaktır. Anne demek, dışarıya çıktığı zaman kendine bir şeyler almayıp
çocukları için her şeyi almaktır. Çocuğu oyun oynarken kirlenmesin diye sürekli
çantasında ıslak mendil taşımaktır. Zorluklarla mücadele etmek, her şeye rağmen
çocukları için çalışmak ve çabalamaktır.
Anne demek, kahramanlığı yeniden yazmaktır.
|
Vissmate |